Atarita sizin için inceledi!
Editörlerimiz her oyun incelemesine saatlerce emek harcıyor ve bilmeniz gereken tüm detayları objektif şekilde ele alıyor. Nasıl yaptığımızı merak ediyorsanız inceleme politikamıza göz atabilirsiniz.
Dragon Ball: Sparking! ZERO inceleme kopyası, Bandai Namco Entertainment tarafından Atarita’ya gönderilmiştir.
Yıllardır manga, anime, film ve animasyon gibi içeriklerle karşımıza çıkan ve şüphesiz en popüler anime serilerinden biri olan Dragon Ball, dijital oyun piyasasında da oldukça iyi bir konuma sahip. 2020 yılında çıkan Dragon Ball Z: Kakarot, oyuncular ve serinin hayranları tarafından büyük bir ilgiyle karşılanmıştı. Uzun bir süre boyunca bu denli iyi görünen bir Dragon Ball oyunuyla karşılaşmamıştık. İşte bu yüzden Dragon Ball: Sparking! ZERO, bu döngüyü kırarak karşımıza muhteşem bir eserle çıkıyor.
Dragon Ball: Sparking! ZERO epik hissiyatıyla ön plana çıkıyor
Öncelikle itiraf etmeliyim ki Dragon Ball serisiyle çok içli dışlı biri değilim. Yılların getirdiği bazı tecrübelerim var, ancak serinin derin hikaye kurgusunu çok iyi bildiğimi söyleyemem. Yaklaşık 35-40 yıllık bir seriden bahsediyoruz; bu nedenle, nereden başlayıp nereye gideceğinizi bulmak oldukça zor. Ancak, bu yüzden biraz çekinerek başladığım Sparking! ZERO, aslında bana hiç korkulacak bir şey olmadığını göstermiş oldu. Oyun, serinin en önemli hikaye unsurlarını derleyen bir yapı sunuyor. Çok sayıda önemli hikaye unsuru, bir araya getirilerek kısa özetler halinde sunuluyor.
Dolayısıyla, daha önce hiç Dragon Ball içeriği tüketmediyseniz, Sparking! ZERO size bu açığı kapatma fırsatı sunuyor. Bu oyun, bir nevi Dragon Ball özeti olarak değerlendirilebilir. Ayrıca, her karakterin farklı bakış açısıyla anlatılan hikaye gidişatı da oyuncuyu tatmin edecek şekilde tasarlanmış. Oyuncular, serideki önemli hikaye gelişmelerini değiştirme imkanı da buluyor; geçmişte izlediğiniz sahneleri tekrar yaşama veya alternatif senaryoları keşfetme şansına sahipsiniz. Yani, izlediğiniz gibi devam etmek veya tam tersini seçip ne olacağını görmek tamamen sizin elinizde.
Başlıkta da belirttiğim gibi, Dragon Ball: Sparking! ZERO gerçekten epik bir oyun. Zaten Dragon Ball serisi genel olarak epik savaşlara önem veriyor ve bu durumu oyuna harika bir şekilde yansıtmışlar. Dragon Ball serisiyle yatıp kalkan birisinin memnun olmama ihtimali %0 gibi görünüyor. Çok geniş bir dövüşçü kadrosuna sahip olduğu için, istediğiniz karakterle epik dövüşlere katılmanız oldukça mümkün. Hatta bir süre sonra bu durum normalleşiyor ve yüzünüzdeki şaşkınlık ifadesi yerini tatmin olma duygusuna bırakıyor.
Hangi karakterle oynamak istersin?
Bahsettiğim geniş kadro gerçekten etkileyici. Dragon Ball Z, Dragon Ball GT veya Dragon Ball Super gibi içeriklerden gelen 180’e yakın karakteri kontrol etme şansınız var. Bu karakterlerin her birinin kendine özgü hikayeleri ve karşılaşmaları bulunuyor. Yani, bu dövüşçülerle oynamak, ilgi çekici görevleri tamamlamak ve onları test etmek için birçok fırsatınız var. Ayrıca, dövüşler sırasında kullandığınız karakterlerin form değiştirmesi veya farklı yeteneklerini birleştirerek daha güçlü bir teknik geliştirmesi, oyunun derinliğini artıran unsurlardan biri. Yani aklınıza “180 tane karakter var ama hangisiyle oynayacağız?” gibi bir düşünce gelmesin. Her karakterin kendine has tekniği, yeteneği ve özelliği olması, oyunun eğlencesini artırıyor.
Ayrıca, bu karakterlerin farklı formlarını da rahatlıkla oynayabiliyorsunuz. Çoğu karakterin Dragon Ball serisinde yer alan anime, film ve manga içeriklerinde gösterdiği değişiklikleri oyun içerisinde bulmak mümkün.
Yıkılabilir çevre, kombolar ve çok oyunculu kısım
Dövüşlerin yapıldığı mekanların neredeyse tamamı yıkılabilir çevre unsurlarıyla donatılmış durumda. Kamehameha gibi özel yeteneklerinizi kullanarak çevreyi yerle bir etmenin keyfi gerçekten çok eğlenceli. Ancak burada övülecek şey yalnızca yıkılabilir çevre değil; oyundaki kombo sistemi de oldukça dikkat çekici. Tutorial’ı bitirdikten sonra başlangıçta kolay gelen dövüş mekaniği, oyun ilerledikçe zorlaşmaya başlıyor. Bu zorluk kesinlikle kötü anlamda değil, fakat daha basit bir seviyede oynamak isteyenleri zorlayacak bir yapı sunuyor. Örneğin, sadece vur-kaç sistemi ile rakiplerinizi yenmek pek mümkün değil. Kafa karıştırıcı komboları kullanmak ve doğru zamanda doğru hamleleri yapmak son derece önemli hale geliyor. Rakip karakter size saldırırken doğru anda kaçınmak ve karşı hamle yaparak onu sersemletmek, ardından elinizdeki tüm yetenekleri kullanmak gerekecek. Yani, klasik bir dövüş sistemine sahip değil.
Öte yandan, oyun sadece hikaye, karakter karşılaşmaları veya arenalarla sınırlı değil. Oyun içinde çok oyunculu bir mod da mevcut ve dünyanın dört bir yanından diğer oyuncularla karşılaşma fırsatı sunuyor. Ancak, bu modda bekleme sürelerinin biraz fazla olduğunu belirtmekte fayda var. Çok iyi bir internet bağlantısına sahip olsam bile bazen bağlantı kalitemin kötü olduğunu söyleyerek beni karşılaşmalardan attığı anlar oldu.
Son sözlerim
Eğer benim gibi fotofobi sorununuz varsa, oyun sizin için biraz zorlayıcı geçebilir. Dragon Ball serisinin nasıl bir yapıya sahip olduğunu bilmiyorsanız, bu oyuna başlamadan önce bir kez daha düşünmenizde fayda var. Zira oyun, yoğun ışık huzmeleri ve patlayan efektlerle dolu bir görsellik sunuyor. Oyun içerisinde, gözlerimi yoran ve kısılan anlar yaşadım (ki neredeyse hiçbir oyunda böyle bir sorunla karşılaşmamıştım). Bu nedenle, ışığa karşı hassasiyeti olan oyuncuları buradan uyarmak istiyorum. Ancak bunun dışında, oyunda kötü bir taraf bulmak oldukça zor. Dragon Ball serisinden aşina olduğumuz yüzlerce karakterle oynamak, serinin en önemli hikaye anlarını görmek, bu anların kritik noktalarını değiştirebilmek, Shenron gibi ejderhalardan özellikler elde etmek, diğer evren karakterleriyle iletişim kurarak mini oyunlar oynamak ve çok oyunculu modda dünya üzerindeki diğer insanlarla mücadele edebilmek, bu oyunun sunmuş olduğu pek çok avantajdan yalnızca birkaçı. Her ne kadar ülkemizde fiyatı biraz yüksek olsa da, seriyi sevenlerin indirim beklemeleri gerektiğini düşünüyorum.